1248 yılında inşaatına başlanan ve 1880 yılında tamamlanan UNESCO koruması altında olan Köln Katedrali yoğun bir ziyaretçi trafiğine sahip. Dış mimarisi ile sizi etkisi altına alan bu olağanüstü katedral 157 metre yüksekliğe sahip. Olur da bu güzel katedralin en tepesine çıkıp bir fotoğraf çektirmek isterseniz 500 basamağı tırmanacak enerji ve nefese sahip olmanız gerekiyor.
İçeri girdiğiniz anda sizi etkileyen Köln Katedrali gotik yapısı ile sizi büyüleyecek nitelikte.
Ağzınızın suyunu akıtacak tatlı bir geziye hayır diyemezsiniz. Köln’de ren nehirinin hemen kıyısında bulunan Köln Çikolata müzesi size çikolatanın tarihini ve nasıl yapıldığını çok iyi anlatıyor. Hatta turun finalinde orada yapılan çikolataları tatmanız ve satın almanız mümkün.
Köln’ün bir başka simgesi. Hohenzollern Köprüsü’nde değişik bir ritüel ile tanışın. Aşkınız için bir kilitte siz takın ve Köln’de aşkınız için bir sembolünüz olsun. Hohenzollern Köprüsü’ndeki hediyelik eşyacılarda bulabileceğiniz çeşit çeşit kilitler ile farklı bir aşk sembolü ile aşkınızı yeniden tazeleyin.
Kolonyayı biz Türkler buldu sananların yanıldığını söylememiz gerekiyor. Çünkü Kolonya 1792 yılından bu yana Köln’de No 4711’de üretiliyor. Köln’.e gidipte Kolonya almadan dönmeyin.
Köln insanı güneşi gördüğü anda kendisini Ren kıyılarındaki yeşilliklere, parklara ve mekanlara atar. Şehrin tüm güzelliğini izleyebileceğiniz Ren tekne turları ile tarihi yapıları, şehrin enerjisini ve insanlarını uzaktan izleyin.